Roma Dönemi
M.S.54-68 yıllarında Roma'yı yönetmiş olan Neron, Doğu Anadolu'da Roma
nüfuzunu tekrar oluşturmak için düzenlediği seferde Trabzon'u ordusunun
ihtiyaçalarını karşılayacağı bir üs olarak kullanmıştır. Bu amaçla
I. Polemon'un torunu II. Polemon'nu tahtan indirerek Pontos Polemoniacus'u 6 şehre
ayırıp M.S. 64 yılında Trabzon'u iltihak etmiştir. Devrin tarihçilerinden
Tacitus, Trabzon'un elde tutulması mühim bir nokta olduğunu belirtir.
Trabzon'un Roma'ya ilhakından sonra Trabzon'da demirlemiş bulunan
Polemon'un donanması da Roma Krallığı'nın Karadeniz donanması haline
getirilmişti. Fakat Krallık donanması kumandanı olan Anicetus isyan ederek
Trabzon'u ele geçirir ve Trabzon limanında demirli olan donanmanın bir kısmını
yakar. Roma İmparatoru Vespasian, Anicetus'un üzerine Virdius Geminus'u göndererek
bölgede tekrar hakimiyeti sağlar.
Vespasian, Doğu Anadolu'da mevcut vasal krallıkları ilhak ederek bu sınırın
Roma ordusu tarafından korunmasını sağlamış, sınırını koruyan
birlikierine kolay destek sağlamak için Trabzon bölgesini çevreleyen dağlardan
askeri yollar inşa ettirmeye başlamıştı.
Roma'nin doğu hududunu koruyan Roma lejyonlarından birinin M.S. 117 yılında
yerleştiği ve daha sonra önemli bir garnizon-şehir olacak olan Satala'nin (Gümüşhaneye
bağlı Sadak köyü) limanı olan Trabzon, gelişmesine devam etmiş ve İmparator
Traijanus (M.S.89-1 17) zamanında burada bir de darphane binası inşa edilmişti.
Traijanus'tan sonra tahta çıkan Hadrianus (M.S. 117-138) ünlu seyahatlerinin
birinde Trabzon'u da ziyaret etmiştir. Trabzon'da bugünkü Moloz mevkiinde bir
mendirek, bir hipodrum, saraylar ve su kemerleri inşa ettirerek şehrin imarına
büyük katkılarda bulunmuştur. Trabzon kalesindeki Ortahisar denilen kısmın
da onun zamanında inşa edildiği ileri sürülür. Hadrian'ın Trabzon'da yürüttüğü
bu imar hareketlerine karşılık bugünkü Karluk tepesinde büyük bir heykeli
dikilmişti.
Trabzon'un bu dönemi hakkındaki bilgileri Hadrianus tarafından Kapadokya
valiliğne atanmış olan Arrianus'un, Eyalet bölgesinde çiktığı gezilerle
ilgili raporlardan oluşan "Periplo" adlı eserinde buluyoruz.
Eserinde Karadeniz sahillerini Trabzon'dan itibaren anlattığı için Sataldan
Trabzon'a geldiği kabul edilen Arrianus "İmparator Sezar Traiano Adriano
Augusto'yu Arriano selamlıyor" diye başlayan raporunda Trabzon'dan şöyle
bahseder:
Ksenophon'un dediği gibi eski Yunan şehri ve Sinop kolonisi olan Trabzon'a
vardik Senin ve Ksenophon'un baktığı yerden Karadenizi coşku ile seyrettik.
Taşların pürüzlü yüzünden dolayı üzerindeki harflerin açık seçik
okunmadığı sunaklar hala daha ayakta ve barbarlar (Yunanlı olmayan halk)
tarafından yazılmış olduğu için Yunanca yazılar da hatalı bir şekilde
kazınmış. Bu yüzden sunakları yeniden beyaz mermerden inşa etmeye ve yazıları
okunaklı harfierle kazımaya karar verdim.
Senin heykelin parmağı ile denizi gösteriyor. Bir bakıma hareketi ile
sana benziyor ama ama yapıldığı tarz sana benzemiyor. Ayrıca güzel de değil.
Bunun için aynı yere senin adını taşımaya layık bir heykel gönder. Ölümsüz
bir anıt için yer çok uygun.
Kare taşlardan pek küçümsenmeyecek bir tapınak da yapılmış. Fakat
Hermes'in Heykeli ne bu tapınağa ne de bu yere layık. Eğer bana inanılyorsan
en fazla beş ayak boyunda Hermes'in, bir de dört ayak boyunda Hilesion'un
heykellerini gönder. Bence atası ile aynı tapınağı paylaşması hiç de
fena fikir değil. Böylece, buraya gelenlerden kimi Hermes'e, kimi de
Hilesio'ya kurban verecek ve her ikisi de Hermes ve Hilesio'nun takdirirni
kazanacaklar. Hermes'in takdirini kazanacaklar, çünkü soyundan gelme birini
şereflendirecekler; Hilesio'nun takdirini kazanacaklar çünkü atasını şereflendirecekler.
Ben de bir öküz kurban ettim, ama Ksenophon'un Calpe limanında kurban
bulamayıp da öküz arabasından bir öküz kurban etmek zorunda kaldığı
gibi değil. Trabzonlular'ın kendilerinin bana temin ettikieri gösterişli bir
hayvanı kurban ederek orada extispicio törenini yaptık ve bağırsaklarının
şerefine içtik.
Kime ilk olarak varlık diyoruz biliyorsun. Sen ki yapımızı tümüyle tanıyorsun
ve herkesin duasını ve oyunu bizden daha az iyiliğinden yararlananlarında
duasını ve oyunu hak ettiğini biliyorsun.
Arrianus raporunda bölgedeki halklarla ilgili olarak bazı bilgiler vermişti.
Arrian'ın belirttiğine göre; Trabzonlular Colchiler'le komşu idi.
Ksenophon'un çok savaşçı ve Trabzonlular'la duşman diye tanımladığı
Drillerin Sanni/SanlTzan/Can'lar olduğunu belirterek Canlar'ı savaşçı ve
hal, Trabzonluların can duşmanı olarak tanımlamaktadır. Silahla donatılmış
yerlerde va kralsız yaşayan bu halkın Romalılar'a vergi borcu olduğunu
fakat kendilerini haydutluğa verdikieri için vergi ödemeye zahmet
etmedikierini yazarak, "Eger tanrı izin verirse ya görevlerini yerine
getirecekler ya da köklerini kurutacağız" demektedir.
Osmanlı belgelerinde Samsun bölgesinin Canik olarak adlandırılmasına rağmen
Arrianon'un bahsettiği Canlar'ın merkezinin Gümüşhane/Canca bölgesi olduğunu
ve Canlar'ın buradan Araklı Burnu'ndaki Canayer'' kadar uzanan bölgede yaşadıklarını
bölgedeki yer isimlerinden hareket ederek söyleyebiliriz.
M.S.224 yılında Philippus Arabs tarafından para basma yetkisi alınan
Trabzon'un Neron'dan sonra başlayan parlak dönemi sona ermeye başlamıştı.
Onun tamamen sönmesi ise Gotlar'ın yaptıkları saldırılar sonucu olmuştur.
M.S.254 yılında Karadeniz'in kuzeyindeki Bosphorus krallığının donanmasını
ele geçiren Boranlar Trabzon'a saldırdılar. M.S.257 yılında yaptıkları
ikinci saldırıda bir gece baskını ile şehre giren Boranlar, halkı kılıçtan
geçirererek mabedleri yıktı ve şehri baştanbaşa yağmadılar. 30-40 yıl
boş ve harabe halinde kalan şehir, İmparator Diocletanus (M.S 285-305) zamanında
yeniden imar edilmeye
başlandı. Bunun en önemli nedeni hiç şüphesiz doğuda
Sasanilerle olan mücadeledir
|